Sendikal çalışmalar kapsamında Ankara’da bulunduğu gün 15 Temmuz hain kalkışmasına şahit olan Diyanet Bir-Sen Genel Başkanı Hasan Türüt, şahit olduğu ve bizzat yaşadığı o gecenin çok korkunç ve ürkütücü bir gece olduğunu belirterek şunları söyledi:
“15 Temmuz akşamı Helikopterler havadan insanları tararken, Meclis bombalanırken, tanklar Ankara sokaklarında yürürken, asker sivillere hakaret ederken, millet henüz olayın vahametini kavrayamamış, kaynağının ve olayın tam olarak ne olduğu anlaşılmaya çalışılırken sokaktaydım. Polis, bize ‘kapalı alanda kalın, dışarıya çıkmayın’ uyarısında bulunuyordu. Ben, TSK’nın darbe yapmaya çalıştığı zannıyla polise haykırarak bulunduğum kapalı alandan dışarıya fırladım: ‘Bu ülkenin gerçek sahipleri biziz. Ülkemizi ve devletimizi savunmak için buradayız.’ Bu arada bir jet tepemizden mermi yağdırıyordu. Tanıdığım, tanımadığım vatansever yüzlerce insan sokağa çıkmış ve benim düşündüğüm ilkeler çerçevesinde askere meydan okuyorlardı. Gecenin ilerleyen saatlerinde hain kalkışmanın FETÖ örgütünün elemanlarınca yapıldığı ve amacı da anlaşılmıştı.
15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece saat 00.12’de sosyal medyadan şunları paylaşmıştım:
‘Diyanet-bir-sen genel başkanlığı
Akşam saatlerinde demokrasiye şuursuzca kalkışma girişiminde bulunanları şiddetle kınıyoruz.
Sonuna kadar seçilmiş hükümetin yanındayız.
Sorumluların müebbet hapisle cezalandırılmaları ve en ağır şekilde bedelleri ödetilmelidir.
Bu ülkeyi dünya nezdinde küçük düşürme teşebbüsünde bulunan kuş beyinlilere hakkımızı helâl etmiyoruz.
Milletimiz sağ olsun, sağduyulu olsun,
Hiçbir şer oyun bu milletin istikrarını bozamayacaktır.
Selam saygı ve muhabbetlerimle’
Ekranlardan, gazetelerden ve haber sitelerinden ‘dava adamı’ olduğunu söyleyen özellikle Diyanet Hizmet Kolundaki bazı sendika temsilcileri korkularından yorganlarının altında titrerken, ben mermilere karşı direniyordum. Bu zatlar sonra da birbirleriyle yarış edercesine Sayın Cumhurbaşkanı’na destek mesajları vermeye başladılar, çünkü korkuyorlardı! FETÖ’nün temsilcileriyle aynı yemekte buluşmayı, aynı karede görüntü vermeyi, aynı sohbet ortamında bulunmayı hacca gitmek kadar kutsal gören korkak ve ikiyüzlü zevatlar, sendikalarını da FETÖ örgüt üyelerine açmaktan çekinmemişlerdi. İçten bir numaralı FETÖ hayranı olan bazı zevatlar 15 Temmuz gecesi hain kalkışma püskürtülünce ürkek ve korkulu bir halde sabahı beklediler, sonra da milletin arasına karıştılar. Namuslu din görevlilerine, komşularına, aralarında husumet bulunan kişilere, kıskançlık içinde oldukları insanlara karşı asılsız ihbarlarda bulunarak çoğu suçsuz insanların hayatlarını kararttılar. Hatta şahsıma karşı da böyle bir komplo kurulmaya çalışıldı. Ahlaksız ve insani değerlerden uzak bu insanların ‘dava adamı’ olmadığı gibi sadece menfaatlerini kurtarma çabasında oldukları daha iyi anlaşılmıştır. Hangi sendikadan ne kadar FETÖ’cü çıkmıştır, buna bakılması yeterlidir!
Diyanet Bir-Sen’in ve yöneticilerinin samimiyetini hiç kimse ölçmeye kalkmasın. Bu sendikanın genel başkanı ölümden dönmüş, gazi bir başkandır. Sendikamızın niyeti de, amacı da açık ve nettir. Dini ve milli konularda taviz vermeyen bir sendika olarak, o karanlık ve sisli gecede kalkışmaya sevinip çığlık atanlar, yorganlarının altına gizlenenler bugün kendilerini milli irade safında göstermeye çalışıyorlar ama o hain geceden saatler, belki günler sonra açıklama yapmak sizi ‘dava adamı’ yapmaz! Kendilerini ve sendikalarını devletin yanında göstermeye çalışanlar, diğer sendikalara ve yöneticilerine her türlü iftirayı ve karalamayı fütursuzca yapanlar bilsin ki, Diyanet teşkilatının çalışanları kimin ne olduğunu iyi bilmektedirler. Bunlara şunu tavsiye ediyoruz; samimiyetsiz ve ikiyüzlü davranmaktan vazgeçin.”
