#EnesKara olayında ziyadesiyle üzüldük.
Yalnız olayın İslam’a, İslami yaşantıya, İslam referans gösterilerek aileye veya cemaate mal edilmesi iyi niyetin ürünü değildir. Enes hayatına son vermeden önce üç yıldır ateist olarak yaşadığını ifade etmiş, buna rağmen hem Enes hem de malum cenah İslam’ı hedefe koymuştur. Ancak İslami kesim dahi konunun ateizm boyutunu yeterince tartışmamaktadır. Bilinen bir gerçektir ki, intihara meyledenlerin önemli bir çoğunluğu ateizme mensup kişilerden oluşmaktadır. Zira dinsizliğin insana kattığı bir değer yoktur.İslam kimliğine sahip bir aileden yetişen çocuğun ateizme yönelmesi tartışılabilir. Bunu tartışalım. Burada da, özellikle dünyada sosyal medyanın gençler üzerinde önemli oranda etkili olduğu, hatta bu mecranın çocuklar üzerinde aileden fazla etkisi olduğu göz ardı edilmemelidir. Durum ortadayken İslam’ın hedef gösterilmesi organize bir çalışmanın sonucudur.Ateizme yönelişi değerlendirirken, gençlerin bu karanlık alana meyletmelerinin baskı sonucu değil, aşırı serbest bırakılmalarının bir sonucu olduğu bilinmelidir. Enes üzerinden hareketle olayı baskıcı aile problemine veya yurdun taşıdığı misyona bağlamak, İslami hassasiyeti zayıf olan ve intihar eden yüzlerce genci görmezden gelmek demektir. Bunun için ısrarla diyoruz ki, çocuklarımıza küçük yaştan itibaren, Nebevî metotla İslam’ı ve İslamî değerleri anlatalım ve öğretelim. Çocuklarımıza küçük yaşlarından itibaren dünya sevgisini, çıkarcılığı, dünya zevki ve şehvetini değil, manevi değerleri, ahiret sevgisini öğretelim. Var kuvvetle, yarış atı yaparcasına çocuğunu dünya değerlerini elde etmek için hazırlayan Müslümanların bu gibi acı olaylar neticesinde acıyı yaşayanları eleştiri yağmuruna tutması var olan sıkıntıyı büyütmekten başka bir katkısı yoktur. Bu sebepledir ki, Din Görevlileri Cuma vaazlarında, özellikle bayram namazlarında cemaatle namaza gelirken, babaların güzel bir dille çocuklarını da cemaate getirmelerini, caminin ve cemaatin manevi havasını teneffüs etme ortamını oluşturmalarını dile getirirler. Hulasa, önümüzde ciddi bir problem vardır ve bu problemi çözmenin derdini taşımalıyız. “Bilesiniz ki gönüller ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuşur.” (Ra’d 28)
Mehmet Kumaş