Diyanet Bir-Sen Genel Başkanı Hasan Türüt, Türkiye-Yunanistan gerilimini değerlendirdiği açıklamasında, Yunanistan’ın yıllardır karasulardaki hak iddiasına Türkiye’nin hep itidal içinde yaklaştığını ve iki ülke arasındaki gerilimi yumuşatan taraf olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi:
“Yunanistan yıllardır karasularda hak iddia ediyor ve iki ülke arasında yapılan anlaşmalara aykırı olarak hem adaları silahlandırıyor hem de Türkiye’yi ciddi şekilde tehdit edecek açıklamalarıyla ve kışkırtıcı davranışlarıyla iki milletin ortak çıkarlarına zarar veriyor. Yunanistan; Rum Kesimi, Fransa ve İsrail; ferasetini kaybetmiş bazı İslam ülkeleriyle doğal kaynak araştırması yapmak üzere usulsüz anlaşmalar yapıyor. Anlaşma yaptığı ülkelerin Akdeniz’de karasuları bulunmuyor. Türkiye, Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip bir ülke ve gerek Yunanistan’ın gerekse bu ülkeyi destekleyen Avrupa ülkelerinin deniz sınırını belirleme ve arama çalışmalarına müdahale hakkı yoktur, böyle bir davranışta kabul edilemez. Bunlar, Türkiye’yi kışkırtmak için atılan adımlardan biridir. Türkiye, Avrupa Birliğinde yalnızlaştırılmak isteniyor. Hâlbuki Türkiye’nin Ege ve Akdeniz’de yaptığı arama çalışmaları uluslararası hukuk kurallarına uygundur. Çünkü Türkiye Lozan anlaşmasıyla ve karasulardaki hakkı nedeniyle bu araştırmaları yapma hakkına sahiptir.
Bazı İslam ülkelerinin de bu kışkırtıcı hareketin içinde yer almaları üzücüdür. Cenabı Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları veli edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları dost edinse şüphesiz o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” Bugün Müslüman bir ülke olan Türkiye’nin karşısında ittifak kuran İslam ülkeleri Allah’ın hükümlerinden uzaklaştıkları için perişan haldedirler. Buna rağmen Türkiye ayakta ve Müslümanlara kol kanat germeye devam etmektedir. Uluslararası platformlarda Müslümanların haklarını koruyan tek ülke Türkiye’dir. Mâide Suresi 103. Ayette; “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın…” diyen yüce Allah’ın emirleri gereğince Müslümanları bir ve diri tutmaya çalışan Türkiye’dir. dünya müslümanlarının ümmet bilinciyle ‘bir’ olmaları elzemdir. İslam ülkelerinin bu gerçeklerle yüzleşmesi ve kendilerine gelmeleri temennimizdir.
Sivil Toplum Kuruluşu olarak hem Yunanistan’a hem Avrupa Birliği ülkelerine sağduyulu hareket etmelerini, basit hesaplarla bölgede gerilimin artmasına yönelik kışkırtıcı hareketlerden vazgeçmelerini öneriyoruz. Gerilimin artması hiçbir ülkeye fayda sağlamaz. Durum kontrol altına alınmalı ve Türkiye’nin de hem Akdeniz’deki uluslararası hakları hem de Lozan anlaşmasından doğan hakları göz ardı edilmemelidir. Yunanistan’ın sürekli olarak gerilimi artırıcı politikaları tehlikeli boyutlara gidiyor! Ayrıca AB Komisyonunda Türk ekonomisine olumsuz etki edebilecek kararlar almasına yönelik girişimleri de sonuçsuz kalacaktır. Bu nedenlerle Yunanistan’ın iyi niyet, iyi komşuluk ilişkileri ve uluslararası hukuk çerçevesinde hareket etmesi daha makul ve mantıklıdır. Biz de Yunanistan’ı bu mantıkla hareket etmeye davet ediyoruz. Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunanistan’ın bu davranışları sadece bölgeye zarar vermekle kalmaz Avrupa’ya da ciddi zararlar verir ama Türkiye yine ayakta kalır.
Bu çerçevede Türkiye’nin meşru hak ve çıkarlarını korumakla görevli hükümetin tek taraflı ve kışkırtıcı söylem ve davranışlara karşı sağduyulu hareket ederek, Yunanistan’ın bu tavrını uluslararası zeminde çözmesinin yararımıza olacağını düşünüyoruz.”