Diyanet Bir-Sen Kadın Kolları Başkanı Zehra Moran Ustaoğlu, 25 Kasım’da Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kutlanırken, kadına yönelik şiddetin asıl nedeninin göz ardı edildiğini söyledi.
Her yıl 25 Kasım tarihini Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü olarak kutlayan Avrupa’nın yozlaşmış kültürünün dünya milletlerine dayatılması, aynı zamanda da İstanbul Sözleşmesi gibi kadına yönelik şiddeti özendiren ucube sözleşmenin çelişkisine dikkat çeken Ustaoğlu şunları söyledi:
“Kadına şiddet dünya çapında hızla artmaktadır. Ülkemizde de İstanbul Sözleşmesi’nin imzalandığı 2011 tarihinden itibaren artış gösterdiği görülüyor. Şiddetin pek çok nedeni olabileceği gibi sadece kaba kuvvet, erkeğin fiziki gücü olarak değerlendirilmemelidir. Çünkü kadına yönelik şiddet farklı nedenlerle ortaya çıkabiliyor: Sözel, sosyal, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddet göz ardı edilirken, kadına şiddet denildiğinde sadece kadına uygulanan kaba kuvvet akla geliyor. Şiddetin mahiyeti ve niteliği ne olursa olsun bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Devlet, yetkili organlarınca şiddetin nedenleri üzerinde çalışmalı ve hazırlayacağı rapora göre düzenleme yapmalıdır.
Cenabı Allah kadınları hassas yaratmıştır. Kadınlar nazik ve son derece zarif bir yapıya sahiptirler. Kadınlara iyi muamele edilmesi, korunup kollanması, ayet ve hadislerle de sabit olduğu üzere baş tacı edilmesi gerekir. Ancak günümüzün sosyo-kültürel ve ekonomik şartları, İstanbul Sözleşmesi gibi güya kadını korumaya yönelik girişimlerin kadın onurunun incinmesine neden olduğu gerçeği de göz ardı edilmemelidir. Âl-i İmrân Suresi 103. Ayeti hatırlayalım: “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirine düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.” Ayette de buyrulduğu gibi Allah’ın yolundan giden, Kur’an’a sarılan kadın olsun, erkek olsun yanlışa sapmaz, Allah, o kimsenin koruyucusu olur. Dolayısıyla kadına yönelik şiddetin önlenmesinin yolu Allah yoludur, dindir. Bizi şiddetten Avrupa’nın kokuşmuş kültürü koruyamaz.
İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasıyla kadına yönelik şiddetle mücadele için hazinenin milyonlarca parasını heba etmeye gerek kalmayacak. Hükümetten talebimiz bu ucube sözleşmenin derhal sonlandırılması ve Müslüman Türk Milletinin baş tacı ettiği kadının şiddetin her türünden kurtarılmasıdır. Kaynağı ve amacı belli olan cibilliyetsiz bir sözleşmenin ortaya koyduğu sosyal buhrana millet olarak tahammülümüz kalmadı.”